Havada mis gibi ekmek kokusu var, buğu buğu tütüyor tandırda kebap, çaresiz analarda dertler, yavru katmer, acılar gırtlakta kırk düğüm, çok acıktı çocuğu belli, bir kapı çaldı ve yutkundular. Açılan pencereden uzanan başlar tepeden baktılar, buyur etmediler, gün gelir size de nasip olur dediler çocuğa bir dürüm verdiler, yufkaya kaktüs sardılar. Afiyet olsun, doydun mu çocuğum?
Havada zehir gibi de kömür kokusu var, rüzgâr horon teptiriyor dışarıda, şöminede tango havası var, çaresiz babalarda öfke aşılmaz dağlar gibi, alevler yürüyor beyinlere, yüzler ateş kırmızısı nar, çok üşüdü çocuğum deyip bir kapıya dayandılar, utandılar. Aralanan kapıdan uzanan başlar tek gözle baktılar, dudak büktüler, gün gelir sizi de ısıtır bir samur kürkü dediler, çocuğa bir deri verdiler, kirpi kürkünü gerip tersinden giydirdiler. Hayırlı olsun ısındın mı çocuğum ısındın mı çocuğum ısındın mı çocuğum?