Tandırı kevenle yakan elleri büyüğe saygılı tatlı dilleri
Entari üstünde türlü gülleri başlara bürünen şalı özledim
Tandıra vurulan tatlı pubucu nasırlı ayakta giyilen pabucu
Pınardan su dolan ağaç surucu basmanın üstünde alnı özledim
Erkeğin önünden geçmeyen anayı hani al yazmayı utangaç Suna'yı
Cebinde akide şekerli halayı karakovanlarda balı özledim
Kınalı elleri sürmeli gözü dudak bükülmeden söylenen sözü
Boyasız pudrasız tertemiz yüzü dağları ağacı dalı özledim
Söyle ki gerçeği millet uyansın Allahın nurundan nura boyansın
Bünyamin'e yanan Hak için yansın kara topraklarda salın özledim