Mekke'de bir bir açılan pencerelerden mendiller sallanır. İç çeker Mekke'nin kızları o geçerken. Henüz on yedisinde on sekizinde şehrin en yakışıklısı. İpek kıyafetleriyle yürür gökçek yüzlü bir delikanlı. Adı Mus'ab. Annesinin sevgili evladı. Dayısının aslan yeğeni. Saçlarını annesi tarar. Şanını dayısı yürütür. Adı Mus'ab ve bir gün girince hakikat güneşi yüreğine, sabahların en aydınlığına uyanınca Mus'ab, bahar neymiş öğrenince genç yaşta annesi atar onu zindana n, dayısı işkence yapar. Ne zindanların karanlığı, ne tehditler karartabilir kalbinin ziyasını. Mus'ab gördükten sonra sevgilisinin simasını karanlık biter onun için ebediyyen. Ne de çok benziyor sevgiliye her haliyle. Medine yolunda bir muallim adı Mus'ab. Yürüyor sevgilinin işaretiyle. Gurbete giden ilk öğretmen. Bir kutlu kervanın sancaktarı. Asırlar sonrasına uzanacak bir seferin ilk yolcusu ve bir yıl sonra Akabe'de biat var Efendiler Efendisine. Nasıl da sevindirmiştir Mus'ab Efendimizi. Nasıl da tebessüm yayılmıştır yüzüne o anda. Yetmişten fazla Medine'li Mus'ab'ın vesilesiyle imanda. Ve Uhud İslamın önünde bir sarp kaya. Nice güzel kahraman için veda yeri. İslam safları zorda. Savaşın değişiyor seyri. Efendimizin bir sağında bir solunda ona bir ley olmasın kılıçlara mızraklara oklara göğüs geren biri var. Sevgilinin anam babam sana feda olsun dediği bir kahraman var. Adı Mus'ab ve Mus'ab'ın verdiği bir söz var. Korkutamaz onu ölümler kalımlar. Kapkara bir kılıç savrulur Mus'ab'ın koluna. Dünyanın bütün fidanlarını sarar bu sızı. Bir kılıç iner diğer koluna kırılır kanadı bütün güvercinlerin ve bir kılıç iner başına bütün meydanların sarsılır dizleri, sarsılır dünyanın bütün denizleri. Güzel yüzlü kahraman. Budanmış bir fidan gibi düşer toprağa. Adı Mus'ab. Uhud'un bağrına bir ateş düşer. Mus'ab'ın yüzü yerde. Efendimize verdiği sözü tutamadı diye. Ona bir şey olmasına müsaade etmeyecekti diye yüzünü saklar toprağa ve akşama kadar bir melek alır onun yerini. Adı Mus'ab. Mekke'nin yakışıklı delikanlısı. Medine'nin fukarası ipekten kumaşları saraydan evleri. Rehavetli günleri bırakan Mus'ab vücuduna sarılacak bir kefen bile olmadan kanat açıyor cennete bütün güvercinler ardından kanat açıyor ufka doğru. Rüzgâr düşüyor peşine nazlı bir veda şarkısı gibi. Cennet yolunda bir kefensiz delikanlı. Adı Mus'ab. Bir peygamber dostuyla daha şerefleniyor turab.