Lider verse
mesafe belli cesaretten hesap etmek
gökyüzü belirsiz gözükmekte takıldığımız nezaretten
bir beden içinde binlerce rezaletten
onda birini dahi yaşamamışken gitmeliyim selametle
kapının arkasında kalan kimin umrunda ki
biraz dayan öyle bükme boynunu dik dur bakiyim
sebebi var mı bilmem özümsenen şu paniğin
dün bugünden iyiyse günüm yazı gecem tura değil
küfürlü plastik cümleler zaten hasret olur
bir bilet var hayalimde lakin belirsiz peronu
nereye gitsem aynı tantana ve de aynı tablo
bir ömür giydirilmiş aynı gömlek aynı palto
kir pas içinde küflü düşlerin sahibi kim
tanrı selametle taçlandırır susup sabredeni
yüzüm dar ağacında sallanırken istemiştim
huzur içinde yat denecek gökyüzünün sahili
Nakarat X2
mecalim yok her zerrem apayrı bir dünyada tutsak
bilincim dar bir yol mesafesi hayli zorlu
bu karanlık vuslat
Allame verse
bu gece uzun karanlığın yüreği dört tarafından kaplı buzul
aklım yoğun bakımdayken sokaklarda saklı huzur
bir ninni söyle usul
fikrimde şehri yakıp gitmek var bana kes makbuzu
bu eksik kompozisyon insan karmaları
bir ben bir toprak olmayan bir cadde lambaları
içinden at paranı kadın yok oksijen var
bu zamparanın üstünde milyonlarca temiz yağmur damlaları var
ne verdi bana modern dünya
sadece kanser hücrelerine dokunmatik kur yap
yaratılmak istenen beklentinin bir mahsülü
bütün hislerimizin sonucu bulgularını bekleyen aciz bir kulvar
henüz terk etmiş değil evren seni
bu çölün arkasında bekleyen şu yeşil elbiseli senin
okyanustan serin anaç ekseni
yanlız başına krallık bu keşfin eseri
Nakarat X4
mecalim yok her zerrem apayrı bir dünyada tutsak
bilincim dar bir yol mesafesi hayli zorlu
bu karanlık vuslat