Başım sağ. Kafeste kuşlar ölü. Gözümde can bulunca mazi dirilir kuşlar, patlar ödüm.
Kanatlarını duvara çarpar. Solumda deprem olur. Elini koyan hisseder. Ben el üstünde tuttum onu!
Şimdi gurbet. Bazen gecemi yokluyor. Ben ‘acım dindi' diyorum. Lanet artçı şoklar bitmiyor!
Ne yapsam gitmiyor. Hep bir köşede kalıcı. Kapatsam gözlerimde hala. O beni benden alışı var ya…
İlk günki kadar saf. İlk günki kadar temiz. Yüzünü görmek istemem, düşümde farklı yeri!
Zaman yıpratmıştır onu da benim gibi. Belki o da pişmanlıktan yerin en dibindedir.
Hiçbir alışkanlık olduğu yerden memnun değil. Hiçbir bekleyiş kavuşamayacağını bilene gerçekleşmemiştir.
Umuttur herşey. Umut yoksa gömün beni. Varla yok arasında yerim yurdum.
Nakarat x2
Belli değil.
Bugün dediğin olur haftaya.
Belli değil.
Salıya döner Çarşamba.
Belli değil.
Zamanı el avuçta sanma!
Gün olur dönmez o devran.
Belli değil hiç belli değil.
Derdinin devası 'zaman' dediler. Teselli edip gittiler. Acımı katlıyor bu mevsimler.
Yıllar çaresizliği dillendiren gel-git'ler. Keşkelerime yağar yağmur, zerre umut serpilmez!
Bir bilse hasretinden neleri unuttuğumu. Dönse şimdi, bir günde yeşertir kuruttuğunu.
Başımı hala dik tutan birazcık umut. Beslediğim umutla beslenenler.
Nakarat x2
Belli değil.
Bugün dediğin olur haftaya.
Belli değil.
Salıya döner Çarşamba.
Belli değil.
Zamanı el avuçta sanma!
Gün olur dönmez o devran.
Belli değil hiç belli değil.