Günaydın... Bir kez daha gül aynı
Cesaretimi topladım bak sesim de gür artık
Bilmelisin hayalinle geçtiğini
Dakikaların, saatlerin, aslında tüm anın
Toprağım çorak, kalır yanım yok aşağı
Sen mevsimi, ümit ayında filizlenen başağım
Düşündüğün kadar güzel beyaz bir atım yok da
En samimi hislerin kefili gümüş Kaşağı'm
Sana koşarken ayaklarım belki kopçak
Kuru bir ekmek ve biraz suyla dolu bohçam
Mutluluk bir ihtimal tabloda yansır da
Hangi ressam çizebilir seni ömür bulsa on çağ
Tebessümünün sıcağıyla atlatırım bu kışı
Zifiri karanlıkta kaldım hasretin mum ışığı
Sen ufkunda yelkenlim bir gün batar sanma sakın
İçimdeki fırtınalar tahmininden aşırı
Nakarat
Ama haberin yok! Haberin yok. Haberin yok...
Gözümde zerre damla kalmadı. Haberin yok, haberin yok...
Bir gram uyumadım yıldızlar olsun ki şahidim
Doğum gününü bekleyen küçük bir çocuk misaliyim
Kapıyı açmıyorum, zili de söktüm
Ayağı dahi giremez evime yani senden başka misafirin
Enver oğlundan aldım ben teşviği
Bilirim yazamam onun gibi, özellikle teşbiği
Ne var ki sorun bende değil galiba
Sen etmiyor bir araya gelse yedi tane harika
Tacın olmak için hazır bütün papatyalar
Bahçeme şeref buyur gözlerimi kapatmadan
Bir deprem olsa, içinde sevgin olsa
Üstüme yıkıl diye yalvarırdım apartmana
Yanar yanmasına da lav, ama yürek bi başkadır
Geç mi kaldım huzuruna, ya da sürem mi başladı
Bilmiyorum gözlerinden daha güzel bi akşamı
Aşk bi dağdı durmadan da dağa küserdi tavşanı
(Nakarat)