Karanlık,
Soğuk,
Alabildiğine geniş,
Ama şimdi
Issız
Göstermelik ana caddenin
Kıyısında
Yürümedeyken,
Sevmedeyken yağmuru,
Kara bıyıklı, kuşku bakışlı
Erzincanlı
Bekçiyi
Bazen bir
Kara kedi
Ya da bir sokak itini,
Alnının terini,
Yorulmuş bedenini
Taşırken,
Sabırla,
Koşar adım kendini,
Parasızlık,
Kaygı,
Her çeşit düşünceyi,
Hep görürsün,
Hep anlarsın,
Bütün bunlar ne,
Bütün bunlar ne.
Sonunda gece biter,
Her yer aydınlanır,
Yine umut peşinden
Koşturur insanları.
Yalnızlık meydanında
Arkadaş konuşmalar,
Salepçiler, kokoreççiler,
Hiç üşümez bu insanlar
Senle konuşan,
Sonra koşuşan,
Selam vermeden giden,
En güzeli yazdır, bahardır,
Ve gündüzdür diyen,
Düşünen
Ve üşüyen
Bulaşıkçı bir kadın,
Onlar hep söylerler:
'Ne yapalım, ekmek parası.'
Yaşamanın karşısında
Hiç durmayan zaman
Ve insanları coşturan
Kırmızı ışıkları,
Hep görürsün bunları,
Hep anlarsın,
Bütün bunlar ne,
Bütün bunlar ne.