Sende kızma bana söylediklerimden ötürü
bir kağıt önümde ve ben yazarken üstümde örtülü
bu şair anlatırsa eğer kalbinde ki her bölümü
gözlerinde oynayan bu hüzünlü filmin bendim başrolü
yazardım işte ne kadar umutsuz olsamda anlatırdım
biliyorum ve sustuğumda sanki birer masaldım
evet verdiğin kararı beklemekten yaşlandım
ya da seninle birlikte sonsuzluğa dalardım
Ve sende bil her geçen dakikanın nereye gittiğini
Yıllar sadece eskimiş bir şarapta mı değimli ?
Bu perdenin arkasında duran kara bir tablo sanki
Hangi ressam içimde olanları bir kağıda dökebilir ki ?
bir film mi hayatım ? öyle ise eğer artık daraldım
bir dram içinde ne kadar yüzüm gülerdi anlamadım
desemde karşımda hep biri varken ağlamamak için
karanlık bir oda da saatlerce susardım..
Yine bir akşam üstü Dışarda aynı kalabalık ve sen
bu öyle bi masal ki içimde olup biteni bilmesen de
ben çizerken yüzünü defalarca kez bir kağıda
sanki ay parıldar gözlerinde ve herşeyim uzaklarda
güneş yine batmadan her zaman ki yerde beklerim
bu son trenle gelmezsen herşeyi yazdığım defterim
bir anlık öfke değiştirir ve herşey yoluna girmeden
son dem'inde savrulduğum rüzgarın soğuk esmesi
ve yıllar boyu çekdiğim derdin hesabını sormadan
onca yılı yaşadım boş bir kağıt ve kalem elimde
sonsuzluğu düşler gibi kaldım yalnızlığın içinde
kendimi hapsettiğim bir odam ve şimdi çaresizce
sonuna vardım artık gözlerinde bittiğim an olmalı
bir damla yaş uğruna yaşadıklarımın değeri sorulmalı
dudaklarım her saniye adını haykırmaktan kurudu
yalnızlığı paylaşacağım birileri ise hiç olmadı