Bir gece yıldızların altında, oturuyorduk balkonda.
Gecenin bir yerısı olmuştu.
Uykuya dalmıştı herkes.
Şehir uyuyordu, kuşlar uyuyordu.
Ay ve yıldızlar uyumuyordu.
****
Annem, bir zamanlar Arap yarım adasında insanların cahilce yaptığı işleri anlatıyordu.
Ağlayarak anlatıyordu annem. o, zaten her zaman içli ve hislidir.
Bir şeyler anlatırken ağlarsa, gözyaşları dizlerinde oturan ben sevgili kızının yanaklarına düşer. Annemin göz yaşları öyle yumuşak ve sıcak ki… tıpkı kalbi ve elleri gibi. Yanağıma damlalar düştükçe daha skı sarılırım anneme.
İnsanlar, Peygamberler olmasa doğru yolu bulmakta zorlanacakları için Allah, insanlara Peygamber gönderiyor, emir ve yasaklarını onlar vasıtasıyla bildiriyormuş.
İnsanların iyice bozulduğu bu yere Allah, Peygamber Efendimiz'i göndermiş.
Peygamber Efendimiz, bütün alemlere rahmet olarak gelmiş.
Peygamber olmadan önce de kimse O'nun yanlış bir davranışını görmemiş.
Kimseye yalan söylememiş, kimseyi aldatmamış. Mekke'deki herkes O'nu sever ve O'na güvenirmiş. Peygamber Efendimiz geldikten sonra Arap yarım adasındaki o cahilce hareketi yapan insanlardan Müslüman olanlar karıncayı dahi incitmeyecek hale gelmiş.
İnsanlar, bu kadar büyük değişimler yaşayabiliyormuş hayatında Allah'ın emir ve yasaklarını dinlerse.
Sevgili Peygamberim,
İnsanları cahillikten kurtardığın için,
Karıncaları bile ezilmekten, öldürülmekten kurtardığın için,
Bize Allah'ın emirlerini getirdiğin için,
Dünyamıza rahmet olarak geldiğin için,
İnsanların en güzeli ve hayırlısı olup bunun nasıl olacağını gösterdiğin için,
Ve sayamadığım nice güzellikler için seni çok, ama çok seviyorum.
Ve seni de sevgili anneciğim,
Bu gece yıldızların altında ve başka gecelerde Peygamber Efendimizi anlattığın için çok seviyorum, ama sakın, ama sakın kıskanma! Önce Allah'ı sonra Peygamber Efendimiz'i daha sonra da sizi seviyorum.
Sen ağlayarak gözlerinden inci saçtığın zaman kaybolmuyor ve unutulmuyor anlattığın hiçbir şey Sevgili Anneciğim.