Doksan bin er ile çekilip gelen
Borasan katından çelin çalan
Bir aşka gelen asayı çıkaran
Çeşmeyi çıkaran gülhai babam
Irmağı önünde engine akar
Çayırı çimeni mis gibi kokar
Arlayıp arlayı semaha çıkar
Cihanı seyreden gülhai babam
Zem zem kuyusunun başına geldim
Bal kıyıp cemali ben onda gördüm
Mumin kullarına sen eyle yardım
Seni hidayet kıldım gülhai babam
Mumin kullarına sen eyle yardım
Seni hidayet kıldım gülhai babam
Çelik taşı meydanında dikili
Mumin müslümde vahına dökülü
Kesilir kurbanlar hasret çekilir
Çalınır sazların gülhai babam
Turbesinin içi mehrinemberbe
Kokusu benziyor muşkule gambe
Sağında solunda yatan erenler
Girmiş ortasına gülhai babam
Kapısına geldim demir kapılı
Açtım baktım içi merhaç yapılı
Turbesinin üstü yeşil örtülü
Ne güzel görünür gülhai babam
Yeşile bezenmiş turbenin üstü
Cümle alemin sevgili dostu
Karataş üstüne ayığını bastı
Belli keramatin gülhai babam
Al yeşil sancağın parlar başında
Huri kızlar yatar yani başında
Çok hikmetler olur senin işinde
Erilmez sırrına gülhai babam
Tandırı yaktılar girdin içeri
Gulistan eyledi ateşi narı
Sandılarki yağdırmışlar hep karı
Elinde top gül ilen gülhai babam
Nişan taşlarını çekmiş sıraya
Aman pirim merhem eyle yaraya
Muhipler vermez hemen araya
Aman medet mürüvet gülhai babam
Derya denizide yel gibi geçti
Avuyu zehride koç etti içti
Binbir renk tonundan keçeyi saçtı
Çeşmeyi çıkaran gülhai babam
Avuyu içti parmağından sızdırdı
İşte ondan kerameti sezdirdi
Padişaha beratını yazdırdı
Beratı yazdıran gülhai babam
Derviş alim bunu böyle söyledi
İndi eşiğine niyaz eyledi
Gör derviş alinin işini
Böyle gördü düşünü
İki cihanın güneşi
Bir aydır biri gündür
Biri haktı biri muhammed
Biri alidir...