Verse 1:
Şimdi bir bir yakıyorum seni yakmayan şiirleri
Kül olup düşüyorlar sonsuz bir umut yangınına
Boşver onları; eğilip alıver yere düşen acılarımı
Lütfen bana böyle hüzünlü sözler yazdırma
Özledim seni bugün yine aldığım her nefeste
Sevdan tükenmeyen bir nehir yüreğimde
Ölüm kokan hırçın kara bulutlar üzerimde
Sana bakmama gerek yok hayalin hep benimle
Sen varsın bilmesende beni üşüten her güzde
Gece güneşte karanlık duvarlar çok soğuk
Düşlerim yalnız ağlayan ürkek bir çocuk
Boşluktayım yeni açan çiçekler bile soluk
Yokluğun bir çivi durmadan başıma çakılan
Gözlerin cevapsız bir soru sürekli aklıma takılan;
Yoksa bu sevgi ağacında tek dal ben miyim yakılan?
Beklerim, sen kafandaki sorunları çözene kadar saklan
Nakarat x2:
Sen bilmezsin her gece misafir olduğunu odama
Sen duymazsın şarkılar söylerim sabaha kadar adına
Sanki senden bir parça var hala duvarlarımda
Gelip eksikleri tamamlarsın belki yarına
Aldırma, bende biliyorum gelmeyeceğini yanıma
Zaten benim hayal ettiğim sen artık uzaklarda
Şimdi istediğin yere git benim olma
Bil ki gözüm üstünde değil bundan sonra
Şiir:
Yok sayışın bile benim için her şeyden değerli
Sana söyleyemediğim her söz şimdi biraz daha kederli
Bilemedim ben susup, gitmeni kabullenmeyi
Dört bir yanımı kapladı toz, gökkuşağı bile kirli
Son gördüğüm günden beri ne ölüyüm ne diri
Bari sen; ben terketmeden, terket bedenimi
Gözümden akan damlanın düştüğü yeri kimse bilmemeli
Verse 2:
Keşke her şey göründüğü kadar masum olsaydı
Suskunluğun bile küfürler savuruyor suratıma
Kaçarken gözlerinden kızgın bir öfke düşer yoluma
Gece treni gibi çarpar gülümseyişin kafama
Mevsimsiz kar yağar gönül dağlarıma
Değer vermediğin hislerim döküldü toprağa
Bir okyanus kadar soğuk, kum tanesi gibi susuzdun
Hiçbir zaman yetemedim sevda ateşini yakmaya
Ben güneşe aşık bir kardan adamım
Eridim diye günlerce ağladı gökyüzü
Sen ne kadar acıtsa da vazgeçemediğim
Uzun hasret dikenleri dolu bir köprüsün
Vefasızsın sen hüzünlü ömrüme törpüsün
Artık mevsimlerin bile adı yok
Güneşe gömüldüm onunda eski sıcaklığı yok
Şimdi sen söyle;
Bu saatten sonra hangi umut kalır yarına?
Artık aydınlığa açılan pencerem yok!