Giryan & Giryeli Güz Habercisi
Giryan
Biraz zaman gerek bana !
Dalgalarla yıpranan şu sandalımdan ayrılıp denizi izlesem uzaktan,
Gözçukurlarımda minyatür şu göl kurusa,
Tanrı günümü yoğururken biraz huzurdan da katsa.
Yalnızlıkla aram açılsa, seraplarım gerçek olsa.
İsmimin harflerine senin sesin dokunsa.
O an notalar sukutla ezilerek kahrolsa,
güneş batıdan mı doğar ? Söyle ne dersin ?
Bilirsin, ölüm aynalar kadar dürüsttür
ve mazi sahibine sahiden büyük öğüttür.
Üstümdeki kalemi kırılmış bir sayfa hüznüdür
Sararan boş sayfalar günüm gibi ölümlüdür.
Ömür denen şehirde 19 sokak dolaştım.
En parlak caddelerdi tek haneli yaşlarım.
Sonrasında gem duvarlarında kanadı yumruklarım.
Giryan ihtiyar çocuk, kırıldı kanatlarım...
Nakarat
Kaç şiirlik şairim ben ?
Kirletilmiş kaç hayal telafuz oldu asi ruhlu kalemimden?
Papatya fallarında bulabilir miyim cevabı ?
Tek seferde bilirsem verir misin sevabını ?
Güz habericisi bir yağmur, düşerken gökyüzünden
Tutulmayan dilekler, kayarken ellerimden.
Hatrı kaybeden canımı acımasızca incitirken.
Şehriminde farkı yok ıslanan kirpiklerimden.
Giryeli
Susar dudaklarım. Bu tozlu sayfalardan ağlamaklı adımı alsın annem.
Ah benim içinde benden ayrı başka bir ben öyle seyreder cihanı.
Sormadan bir şey. Bir kimseden. Gelmeden içinden ağlamazdı ben.
Ben Evet. 20 yaşın ağrılıymış başı. ağır olur tuttuğun dileklerin yozlaşması.
Her günün sonunda yok oluşu seyre dal ve kırdığın o aynalardan puslu suretini çıkar.
Zaman yüzüme bakarken şakaklarımdan aklar akar.
onların sakar dudaklarında akıbeti belli olmayan sence kaç dizem var ?
Bence dar değil hudutlar. Gem umut tutuklar. Ellerinde yok kanıtlar.
Naralar atan şu dilime bugün sukut eşlik etsin.
Bir masal değil bu ve sen bir hokkabaz değilsin.
Bilmelisin sen senin önünde acaba kimsin ?
Benden aldığın bir çok şeyin yerinde yeller essin...
BU RAP HAYATIMDAN AKAN PIRIL PIRIL TEK PINAR