Bölüm 1 :
Azad ettim artık seni her şeyden
Ve bil içimden gelmiyor bu eylemler.
Zorakiliğin kapısı ardına kadar açık
Es geçelim ordan sende arşıma çık.
Gök yüzünün öyle bir görüntüsü var ki
Anlatmaya yetmiyor dilim sanki cenneteyim.
Bu cennette bir sen eksiksin
Her şeyim tastamam dumanımda eksiksiz.
Sarhoşluğunun sarhoşuyum ve
Gözlerim takıldı o yattığın kumlara.
Anlatmak neden ?
Çünkü içimi yerdiler yersizce
Anlayabildiğin sade içimdeki görmezler.
Ve garip olguların bütünlüğü sarmış durumda
Tek nefeste biterler iş sardığım dumanda.
Kaç kere dedim bu kağıttan kalbe
O sağanak yağmurlara yaklaşma diye.
Nakarat :
Bir tablo vardı öncelerden, içinde gözler vardı
Duvarlar taşımadı şimdi yıkığım.
Üç beş resmin yadigarı bence bu olmamalıydı
Vasiyetten düşen pay hüzün bulutlarıymış.
Bölüm 2 :
Kuş kadar evet sevgim kuş kadar
İster kanatlanır ister böyle hüzne boğar.
Her durum adil davranmaz sana
Adalet dediğin şimdi sadece saraylarda.
O bile şüpheli, karışık memleketim
Oralara girersem susabilmek elde değil.
O yüzden tek kişilik dramalarda
Derin bir oh çekersin susmak için.
Kaldıramıyorum bu ağırlığı
Karanlığın aroması çok sert ve katıksız.
Yalnızlıkta eklenir başlanır seanslara
Uzan şuraya bir yudum ağla.
Nedir yani bu durumda böyle mi kalsın
Bence durmasın hepsi anlatılsın.
Bir otobüsten hızlıyım aslında
Hele birde yağmur ve ayağımda bot varsa.
Nakarat :
Bir tablo vardı öncelerden, içinde gözler vardı
Duvarlar taşımadı şimdi yıkığım.
Üç beş resmin yadigarı bence bu olmamalıydı
Vasiyetten düşen pay hüzün bulutlarıymış.