Bu bir yakın dönem romanıdır.
adım yeşil.
yıkık duvarı siper etmiştim kendime
dört taraftan kurşun yağıyordu
ateşin ortasındaydım
kıstırılmıştım.
nereye gitmişti arkadaşlarım?
nerde dava adamları?
Hani? hepimiz birimiz
birimiz hepimiz içindik
ne olmuştu ideallerimize?
tabancamda iki mermi kalmıştı
annem geliyordu gözümün önüne
ne diye öldüreceklerdi beni
ölürsem düzen değişecek,
umutsuzluklar umuda,
mutsuzluklar mutluluğa mı dönüşecekti?
saplanmıştım çamura.
dört taraftan kurşun yağıyordu üstüme
Mustafa, Ömer, Ercüment, Ramazan Turhan,
Süleyman Özmen, Dursun Önkuzu, işkencede ölenler,
isimleri cisimleri unutulanlar,
hepsi çerçeveli resimlere girip görünüyorlardı bana.
birkaç saat sonra
benim de resmim çerçevelenecek,
benim de yıldızım gökyüzünden kayıp aşağılara düşecekti.
Reis öldü,
trafik kazasında tuhaf ölümlere tutuldu
derinlerin adamıydı dediler
derinlerde değildi, olmamalıydı
O, derinlerde yüzmüşse
biz kendimizi nereye koyacaktık.
dört taraftan kurşun yağıyordu
tabancamda iki mermi kalmıştı
sona yaklaşmıştım
bir adım sonrası
ölümdü.
anne
ne olur elini alnımdan çekme
yüreğini yüreğime yasla
bırakma beni kahramanların yalnızlığında…