Sükut bi matmazel, biram elimde hikayem
Duydukların akşam sefası, güneşe hitaben
Beyaza düştü kırıldı şu gökyüzündeki yıldızlar
Uçurtmanın öfkesi var zılgıt tutan bi renkte
Boş kokuyor ferman, perdelerden akan makyaj
bu kıytırık bi sondaj ve dumansı boyalar,
Filmin 45lik tuğlaları kafamda melodik bi drum
Saatlerin minik sahili, dokuza çeyrek kalaki dram
Silikonlu meleklerin yüzlerinde tebessüm
Siyah bi kavalyedeki şu küstahça manevralar
Kapalı izbelerin eylemi bi sufle söylesin
Yatağımdan öylece kalkıp gitti kırık gecenin öylesi.
Gramofonda siyaha koşan winstonum solo çalsın.
Ilımlı mikrofonlar kadife perdelerde
Şair ılgatı redifsiz ,bi istanbul ezgisi
Nefrete boyalı güneş dilimde narin bi ezgi..
Başımı kaldırıp baktımda ardında üç beş deli
Ve elveda gülsarı çığlıklar atarak eridi.
Siyah defolu caddelerin alaşağı renkleri
Ve kibirli doğanın kırık gölgesinde ufuğu
Tutarsız nükteler, seyrek ötüren zeynek
Aksayan küllere bandrol, zati katledilen cinnet
Çağlayan tınılar ellerinde zillet bi kuytu
Yıkılmış banliyö trenleri hırıltayan diri bi deynek
Nakarat
Yarınlarımdan alanlara sor beni sor yine
Bak adından kalanlara sar beni sar yine yok (x3)
Gecem de yine mi sen varsın benim of(!)
Martı seslerinden bi buket çiçek
Frangalı okaliptus sesleri
Uzun kaftanlı mehtap, küstahça açan hoyrat güneş
Ve Tonozların ilintili silüetleri
Erguvandan en mistik pusulaya renkler
Sırası gelen sarılsın ki ayna ruhu betimler
Kalıp gitme diyor zati objeler, çok sıradan
Arayıp bulsan ruhumu kopuk yapraklarımdan
Bu ritmin ağzı bozuk ve gözleri soluk iyice
Bi asırlık sen kokar özlem sürçer kopuk zamana
Yüzüne sızmış rap, gelirsin diye zamandan,
Ve Güzel şarkılar kopar kulaklarımdan
Nakarat
Yarınlarımdan alanlara sor beni sor yine
Bak adından kalanlara sar beni sar yine yok (x3)
Gecem de yine mi sen varsın benim of(!)