Nakarat:
gidiyorum biliyorum yolum dar
gülüyorum susuyorum sonunda
verse 1 :
yağmurlar yağardı hep üstümüzde karanlık
yalpalardık bu yollarda karamsarlık beladır
vefa benden uzaktaysa oltalarım gelir balık
sefa süren onca adam şimdilerde cefalık
anlatırım anlamazsın anlatılmaz anlatımlar
aldatırım aldanırsın kandırılan aynalarda
safsatayla geçti yılllar ayaklarım kaldırımda
kaldırın lan yeter artık eriyorum bu varoşlarda
derin derin nefes çektim efes bizde kafes artık
cep delikse kefen delik uyku tutmaz buralarda
bunalımlar beyazlatır o simsiyah saçlarını
kuralından vazgeçersin günün gelir taşlanırsın
şimdilerde arar oldum o çocukluk duyguları
çocuktuk ve hayallerde yaşatırdık mutluluğu
oysa kırıldıkça içimi parçaladı hayallerim
memleketten uzaklarda gözüm gördü felaketi
verse 2:
hayat şansı verir sana yıpratırsın kötü zarınla
kötü rakiple yarış yapma tadı kaçınca saçmalarlar
emek verip çabalarken köstek olur kalpazanlar
demek adam değilsiniz tasma takıp dolaşın lan
vakit doldu misyon tamam gidiyorum bu şehirden ben
altın çağa geçiş yapıp altın harfle infokey yaz
yürüyorum bu yolda yalnızım birazda şansızım
tutarsızlık diz boyuyken hepinizden ayrıyım
gidince ben burada herşey böyle kalır kırk yıl hatrı olsa kahveninde
telvesinde acımsıdır tadı arkamda bırakırım yaşantımın 3 yılını
kussa bile sayfalar stüdyomda sanat var
bulutlarla kaplı gökyüzünde fazlasıyla günümü harcadım
yine de doğru yoldan sapmadım saygı bende fazlalık yeterince dağıttım
sevgi sende az kadın bu nedenle tuzaksın