Mahallenin taş duvarları sesimi iyi bilir.
Kapına kamp kurdum yalvarttın hep beni.
Tapıyorum gözlerine Tanrı'ya tapar gibi.
O'nu nasıl sevdiğimi Tanrı'ya tapan bilir.
Yanaklarında nem var söyliceğin bitti mi?
Yüzüm mahkeme duvarı uykusuzum bitkinim.
Boğazımda düğüm ölmeyi bekleyen bir hasta.
Cılız saksılarda solmayı bekleyen bitkiyim.
17'sinde aşk içimde yüklü heyecan.
Yalnızlık hangi bedduandan bana peydah.
Denizlere saklandık on binlerce fersah.
Doğmanı bekledim gökyüzünde her sabah.
Seni benden fazla sevecek herkese küstüysem.
Kıymetini bil değerin herşeyden üstünse.
Ayrı ayrı yönlere giderken birgün ölürsek.
Kursağımda kalırsın bir mecazi ÖLÜMSEK..
Dünyanın bütün çiçekleri önünde eğilir.
Bir hasta bir tinerci veya bir deli değilim.
Sadece çok aşıktım 'O' beni anlamadı.
Yani bir divane bir virane deyimi.
Geçmişin bana aşık geleceğin başkasına.
Kalbinin darağacında ne yazık ki aşk asılan.
Biri gelip bana unutmayı unuttursun.
Artık anla az bişey kaldı sabrımın taşmasına.
Kulu affetmesede Tanrı kulunu affader.
Kendi kendime benim hayatımı mahveden.
Ölüm bile müsade vermezken sevgilim.
Onca zaman boşa değil yanına gelmek istemem.
Daha 40'ım çıkmadan başkasıyla oldun.
Senden geriye kalan bu aşk yalnızlık doğurdu.
Sen bir söğüt ağacının dalında sallanırken.
Ben o ağacın diğer dalında intihar ediyordum.