Nakarat (Emar):
Halâ çıkamadım enkazından..
Bir gece gel yanıma bi anlığına en azından.
Varlığımın mimarı bana çok gördün ya bunu
Üzerime düşüyor dünya..
Verse 1:
Ardında bıraktığın cümlelerim, yetim benim..
Bu hal ne bugün ne de dün değişmedi..
İpek saçlarında çocukluğumu saklıyorum
Seni özlemek ve yazmak inan bana elimde değil.
Sen çekerdin ya doğmam için sancılarımı
Bende ölüm denen derdi çektim anne kaldıramadım
Susmuyor gönlümün çığlıkları avut beni..
Halat gibi sarılırdım olsaydı saçının teli.
Rüyalarımı hep seninle süslüyor yüce Allah
Ya hiç göremeseydim melek yüzünü güzel annem
Birgün güneş bizler için doğduğunda biliyorum ki
Tüm hasret çekenlerin yüzünde çiçek açacak..
Hayatın öyle böyle çekilir bir yanı var..
Ya ölüm nasıl ana? Başarabilir miyim?
Sınavlarımın ağırlığını hamd ederek veriyorum
Kalbimi, gönlümü, kapımı kilitledim..
Nakarat (Emar):
Halâ çıkamadım enkazından..
Bir gece gel yanıma bi anlığına en azından.
Varlığımın mimarı bana çok gördün ya bunu
Üzerime düşüyor dünya..
Verse 2:
Kimin için doğurdun beni kalabilirdim seninle..
Bu kalabalıktan iyi olurdu kölen olurdum geminde..
Yuvası harap olmuş kuşlar misali
Geziyorum bu diyarlarda, hüzün ceplerimde.
Bizim için endişe eden fikirlerini arıyorum
Geldim işte demeni bekliyor beynimin dar yolu.
Kalmadı okuduğun masallardan tek satır
Vallahi seni bulmak istiyorum kaybolup.
Kaçmakla bitmiyor bu basamak in diyor ruh
Yerle bir ol diyor hayat fakat ben duymuyorum
Ölmek pahasına ne olursa olsun..
Hatıran da olsa yaşamak istiyorum.
Garibanın da anası olmak külfet olur
Şerefi, omuzlarına yükletiyor sırtındaki sorun..
Ve seni saatlerce anlatmaya kalksamda
Tek tarifi olmayan; o güzel kokun.
Nakarat (Emar):
Halâ çıkamadım enkazından..
Bir gece gel yanıma bi anlığına en azından.
Varlığımın mimarı bana çok gördün ya bunu
Üzerime düşüyor dünya..