İki düşman var ki bizim için pek çetin, kalbinde onlara karşı kin gütmelisin. Ey bedbaht nefsim, bu âcizden ne istedin. Şeytanla birleşip bana hücum eyledin. Sinsi bir düşmanın pençesini yedim. Gizli tuzakları varmış bilemedim. Hep boş hevesler peşinde gezdim. Hayat sayfamdaki lekeleri silemedim. Ne zaman kurtulmak istesem elinden o ise hiç ayrılmadı. Geldi peşimden. Aslında çok tokat yedi gafletinden. Lakin vazgeçmedi bitmez şerrinden. Lanet diye haykırdım maneviyatına. Tükürdüm insanı aldatan suratına. Korktu hızla kaçtı dağınık yuvasına. Vesveseyle saldırır mü'min dimağına. Rabbime karşı isyan ettirmek miydi vazifen. Alçakça biçarelerin damarında gezine desisenle nurani ümitleri söndüren hem de o fakirleri hevese müptela eden. Sen ne kadar nankör cani bir mahlûksun. İşte hep bu yüzden cehenneme mahkûmsun. Hem de ebediyyen karanlığa mahfuzsun. Anladım ki kaybettiğin için mutsuzsun. Bırak yakamı defol git peşimden sana şiddetle beddua ettim ben. Kurtulamayacaksın ebedi cehennemden zakkumlar bile içeceğim olmaz edepten. Sen duygularıma asla hükmedemezsin. Amelimle değil sadece sadece kanımda gezersin Ruhumun derinliklerine erişemezsin. Çünkü sen çünkü sen benim sahibim değilsin. Ey şeytan hani nerede asılsız vaadlerin. Güzeli çirkin çirkini de güzel gösterdin. Artık gün bizim. Sen dünyada boş gezdin. Allah korudu bizi. Sense azabı hak ettin. Sen beni sevmezsin ben de seni sevmem. Bana sevgin lazım değil. Hiç de istemem. Rabbimden başkasına asla boyun eğmem. Ona secde ederim. Emrine isyan etmem. Ona secde ederim. Emrine isyan etmem.