Mikyas Mon - Olmuyorsa Olmuyor Deme

Bak göz yaşı döktü bu güya
Sözüm linç edildi yok dayanak
İflah olmaz hayat gel vur inat
Katmerle bezeli yok tat da damak

Başım taşta , yürek yeniden hasta
Kalbi olmayan adamla savaşma , canilik başta
Küfür de revaçta , lirikleriniz kanserle dolu bir hasta
Yaşamı uzun sürmez çok kısa zamanlar , vedelarınız yasta
Unutmadık unutmamalı bu Ömer halis Demirleri
Canla başla alınan toprak ne canlarla dirildi bilinmeli
Kaybetmeme uğruna düşürüldü vefasızca uçaklar
Damla damla sel olur dalgalanır bu kırmızı beyaz bayrakla
kelimelerimi kelimelerinize bil dil kasva , yine geldi tasma
takılacak adama bi baksa yok ki beyin takma , hadi gel yosma
saf dışı bırak hadi beni burda mühendis olur dil bir tarla
ben köy sokakların da giderken takip edecek iz kalır burda

duy , hadi sesimi tiizle gel git içini bilmeden dinlememek
cezası yargı ise infazını istemek adilmi ya bu cefayı çek

Hep,Rap biraz pankek yada biraz ensest damakta nefret
yaşamına dair elinde sebeb her derde verir cevaptan rest
Kayyumu ata hadi tepeden in indikçe çıkmak ister derebendi
Krallığına pink atıp haciz geldi başa dönme git sür efendi ''Efendi'elimizde diploma çok ama tok gibi , yok gibi geleceğe dair toz gibi
vede serüveni yazmak kolay değildi , kolay değil bu bilginlik

Nakarat
Olmuyorsa olmuyor deme savaş katilini bul öldür içinde
Ya var ya yok deme işte gelsin yürekten bir ses benim desin diren
Zaman uzadıkça yollar kısaldı , bir tarafta ,
bir tarafta kanca öbür tarafta toprak var kabulet beyaz ve çarşaflar
köprü yukarıda dünya terazi son kısmına kadar tartmakta
Son filmin senaryosu vasatsa elini avcunu koy okşa ve anlat
dil meczup , kilitli kapıların ardına cebide boş gel dağıt , git göğsümü
Parçala parçasını toplama hakettiysem yoklama , dur deme bana
Ben hatasız değilim hata seni de bulur dedim düşman oldular ,
bıraktım hepsini teker teker neden anlatsana
yaprak dökümü yalpaladı , bu güzle bu sonbahar bulanıklaştı ,
Hayaller geriye savurdukça , kırılganlaştı beden taşlaştı
Hayaletler ülkesi yosunladı , Rap cinema perdesi fasıllaştı
Kaybetmek için doğmuşum sanki sınavlar yaradana ulaştırdı
anlamak isteme yada anla , belli belirsiz bir amaç değil ken
Bak bu küçük çocuksa senden , yaşca üstün , saha da Beyin
kardeş aile seyir bu seyri bozmak geçmişe iğnesiz iplik
dert kutup değil ki bahçeler menekşe sümbül olsun isteriz
Kes ağacı kökünden çıkması için senelerden ömür beğen
Arı balını yaparken balını tattırmaz savaş verir canlar yakar
Kaç kez delirdin kaç kez yenildin kaç kez karnı aç şekilde gezdin
Bilmemekteyim ki artık yurdumu , hangi topraklara köle edildim
Odama çizili bir porte , yaşamı burada devam etmekte
rabıtalarını körü körüne bi fiyat üzerine dikip işlemekte
Dil yorgun düşse , kalbe enerji katarmı , bak bu aynalar tanırmı
Gurur şeref denilen kuyunun dibi seni içten boğardı
anlama dı kimse , anlayamadılar , yerime geçemedi ,dilini kesti
diğerine kibirle defteri serdi güneş dahi aya bi parça yer verdi

Nakarat
Olmuyorsa olmuyor deme savaş katilini bul öldür içinde
Ya var ya yok deme işte gelsin yürekten bir ses benim desin diren