Takvimlerden haberin yok mu geçiyor yıllar
Bana küsmüş yüzüme gülmez zalim aynalar
Kimimiz yorgun, kimimiz vurgun, kimimiz isyankar
Aci gercek bu ömrümüz bir su ; geciyor yillar..
Yıllar mı geçmiş, günler açmış, güneşler mi sönmüş derken
Dönülmezlerin iskelesinde umutsuzca guruha giden gemiyi beklerken
Kaç çicek soldu kalbinde, kaç umut karadenizde yüreğini bağladığın gemilerle batarken
Bir yürekten koptun sen dudağında ıslığın ellerinle papatyalara dokunurken
Açmayan çiçeklere mi şimdi gözyaşın
Yoksa pişmanlığın narası mı zağna nöbetlerinde bir çubuğun ucuna yaşmakla bağladığın çatalla
Bir canı feda ederken çocukluğun, dur yapma demek için geç belki
Ama yaprak olup dökülmek için çok mu erken be insanoğlu
Ne olursun ağla da rahatlasın biraz yılların
Sırtına semer olan ton yükü ağlar vicdanın keşke de
Keşke sen yaşında olsaydım yine koşsaydın yine umursamadan dünyayı çicekleri koparsaydım
Bak yüzünde yılların gül çiziği ne olur son defa gül
Ağlamaya deymez bir hayat için üzülmeye değer mi
Bir gözyaşına bedel dünya için hıçkırmaya değer mi
Bir aşk için ölecektin de şimdi kendin için içmeye değer mi
Adını yankılayan bu sert kayalıkların meltemi koluna giren
Belki son yolculuğunda belki sonbaharın tek yaz güneşine
Son dileğin yazılıp doğudan sana el sallarken
Hadi git bak son yudumun dileği
Hayat ucuz bir meyhane umutsa fondip örneği
Geç sen Usta, biraz daha beklesin..Hem onun daha kabul olmadi son dilegi..
Takvimlerden haberin yok mu geçiyor yıllar
Bana küsmüş yüzüme gülmez zalim aynalar
Kimimiz yorgun, kimimiz vurdun, kimimiz isyankar
Aci gercek bu ömrümüz bir su ; geciyor yillar..