Yıllar önce açılmıştı aramız
Yine bugün hatırıma sen geldin
Kabuk tutmuş, küllenmişti yaramız
Yine bugün hatırıma sen geldin.
Ne bir mektup ne bir haber bekledim
Sır diyerek sevgimizi sakladım
Şöyle geçen yıllarımı yokladım
Yine bugün hatırıma sen geldin
Yaşım yüz olsa da, ister yüz elli
Gönlüm unutmamış seni temelli
Hasretin içimde çıkmıyor belli
Yine bugün hatırıma sen geldin.
Ayrılık treni gelip geçerken
Sevda dağlarını delip geçerken
Herkes kendisine bir yar seçerken
Yine bugün hatırıma sen geldin.
Garip Bektaş der ki: hayalde düşte
Akıldı bırakmadı bu sevda başta
Dört mevsim içinde baharda kışta
Yine bugün hatırıma sen geldin
Kerbela�da Şah Hüseyin aşkına
Bir canım vardı verdim erenler
Kerbela�da Şah Hüseyin aşkına
Serimi meydana serdim erenler
Kerbela�da Şah Hüseyin aşkına
Aşkın ateşine yaktım özümü
Uyandım gafletten açtım gözümü
Muhammed Ali�ye verdim sözümü
Kerbela�da Şah Hüseyin aşkına
Bütün kainatı eyledin seyran
Hakkın emriyle dönüyor devran
Dosta varmak için yürüyor kervan
Kerbela�da Şah Hüseyin aşkına
Varıp kapısına yüzümü sürdüm
Erenler cemine kusursuz girdim
Bütün gerçekleri orada gördüm
Kerbela�da Şah Hüseyin aşkına
Garip Bektaş der ki kurbanlık koçum
O cananı sevmek benim tek suçum
Kınamayın dostlar yanıyor içim
Kerbela�da Şah Hüseyin aşkına