Bir şehrin siyah saçlarını örüyorum
Beyoğlu kalabalık bir karanlıkta
Gözlerimde perdesiz bir gece var
Çiçekler son karanfillerini saklamış gözyaşlarımın tuzundan
Belli ki aşkın kimyası ağır
Belli ki çapraz aşkın yolları dar
Yani
Yorgun gözlerimin yeşili
Yani
Besmeleler dudaklarımda yorgun
Benden gizli bir tebessüm içinde hayat
Yalnızlığım yorgun
Kalbim kançanağı sağanaklarında özleminin
Seni seviyorum diyorum kendi kendime
Seni seviyorum
Seni seviyorum
Çık gel
Kendini al gel bana
Her nerdeysen ve ne haldeysen çık gel
Sensizliğin acısını başkalarından saklamaktan yoruldum
İstemediğim halde gülümsemenin bende yarattığı ihanetten
İstemediğim anlarda denizi seyretmekten
İstemediğim içkileri içmekten
Bana ait olmayan sarhoşlukları yaşamaktan
Ve sensiz bir sabaha uyanmaktan yoruldum
Çık gel
Çık gel ki ellerim ısınsın
Çık gel ki başkalarına verdiğim cevaplar güçlensin
Çık gel
Çık gel ki azrail utansın
Çık gel
Sensizliğin şehrinde ateşe veriyorum saçlarımın beyazını
Sabrımın rengi siyah sanırdım oysa
Sanki yüreğim avucumda
Sanki her sabah pişmanlığını anlatan
Bir mektup atılacak kapımın altından
Sanki senin için verdiğim kavgalardan insanlar utanacak
Sanki yanılmamışlığımın gecesi sabah olacak
Sanki seni sevmemin sonucu
Sensizlik olmayacak
Çık gel
Çık gel akşamlarımın akşam sefası rengince
Çık gel aşka inanmayanların yüzünü kızartırcasına
Çık gel
Bir daha gtmeyecekmişcesine