Nakarat:
kal, doğruyu söyle
lan, bu ne hırs ve öfke
hâl, bu sefer böyle
ben anladım hepsi yalanmış
Verse 1:
gözümle gördüğüm mü gerçek yoksa söylenen mi
endişe duyduğum mu sahte yoksa sır veren mi
iyiliğini saklayan mı yoksa bunu süsleyen mi
üstün olan sence sol vurup sağ gösteren mi
her kazana kaşık atar her söze de kulak asar
gelip aşık atar, irtifaya bakmadan
yer tümünü ekmeğin ve der dahada doymadım
ver eline dümeni çevirir bi güzel eksik olmasın
güven veren arkadaş mı (sence) yoksa paramı
her yaranı saracak olan paraysa sakla liranı
limanı belli olmayana hiç inanasım yok
adamı önce kandır sonra kaybet
denize düş bi görelim, sıkıysa tutma yılanı
kifayetsiz olup bide yaptığını marifet sanan
liyakatsizlik artı içinde zafiyet olan
üstelik afiyetle kasıla kasıla patlayan
ve dahası.(dahası) Oğuz Esen; hepsi kalmış kaskatı
Nakarat:
kal, doğruyu söyle
lan, bu ne hırs ve öfke
hâl, bu sefer böyle
ben anladım hepsi yalanmış
Verse 2:
neticede bu yaşadıklarım gelip geçici
bazı gördüklerim itici bir çok insan seçici
yapıcı değil eleştiriler yıkıcı
bazen tetikler beni bazen kırıcı yok kötü bi amacım
ölçü alınan istatistik hep sanal ve hep yalan
takibatı sürdürenler hep dolan ve her dolabı çevirecek düzeyde
kimisi gözünü neyde unuttuğunu unutmuş
kimisi huzru buluyo ebru ve neyle
sen git orda eğlen; bayanlar ve beyler
gönlü kaymış kuytularda anca gönül eyler
hep hatalı eylem masalarda meyler
seks eksik olmaz ama bedeline değmez
herkes aynı derdin peşine düşmüş
herkes sepebsizce işini yokuşa sürmüş
etrafındaki insanlar imdadına koşsada aklına gelmez (neden acaba)
bi bakarsın kısmen tek taraflı düşmanların onlar aslında
Nakarat:
kal, doğruyu söyle
lan, bu ne hırs ve öfke
hâl, bu sefer böyle
ben anladım hepsi yalanmış
Verse 3:
yaşadığımız düş aleminde herkes bir cariye
farkındayız sürükleniyoruz derin bir vadiye
kendi çabası ile mükafatlananlar nadide
bundan ayrı kalanlar yalvarır beni sev diye
ne renk olursan ol gölgen hep siyah
birbirine denk olan herşey eşit değil nüans
bundan böyle hayatın olur mu boş tual
soruya cevap olan;
kelimeyi bulamadın sebebini aramadın
hızınımı alamadın konumunu kuramadın
NAKARAT:
kal, doğruyu söyle
lan, bu ne hırs ve öfke
hâl, bu sefer böyle
ben anladım hepsi yalanmış