Sazının ezgisi içimi yaktı
Verdiğin ateşle yanayım aşık
Gözümün yaşları sel gibi aktı
O yeri ben de anayım aşık
Hakko'm vardı gölgesine konduğum
Toprağında tarlasında yandığım
Tuzum vardı ekmeğimi bandığım
Kendimi orada sanayım aşık
Mutluydu ocağı külü, dumanı
Kirpiğime sinmiş tozu samanı
Yalınayak gezdiğim gençlik zamanı
Anıp ta hicranla kanayım aşık
Helyok tezek nevruzunu bir tuttum
Dalından bızbılik yaptım ok attım
Abam ile çökük damında yattım
Sana nasıl anlatayım ben aşık
Hey aşık neyim ben nere giderim
Küçük yaştan beri gurbet gezerim
Yangın yerine düştü içerim
Gel de hüsranımı sunayım aşık
Osman der uzaktan seyran ederim
Gönlümü resmine kurban eylerim
Garip bülbül gibi figan eylerim
Figanımla haşre dek yanayım aşık