Hasretinden feryat figan ederken
Zavallı gönlüme neşe de geldi
Çürümüş özümü kurtlar diderken
Dermanlarla dolu şişe de geldi
Yolum kaybolmuştur kalmışken dağda
Ötmüyordu bülbül haraba bağlarda
Eriyip kalmazken yürekte yağ da
Birden o gönüle pişe de geldi
Yorulmuş gönlüme çare ararken
Yaş sarığın dertli başa sararken
Dünyadan uhraya hicret ararken
Şükrolsun bu kadar yaşa da geldi
Düşüp de umardan görmezken kara
Dikilip zindana kısışıp dara
İsterken Ulu�dan derdime çare
Herhalde dileğim hoşa da geldi
Var al şu gönlümü payidar ettin
Kalbimdeki gamı sulara attın
Ey bülbül Dede�yi çokça incittin
Yalnızlık soğuk kışa da geldi