VERSE 1
Yoksul bir ailenin tam yedinci çocuğu Mustafa
töre belası yüzünden çıkıp gelmiş istanbula
ne ailesi ne cennet yüzlü yari varmış yanında
geride bırakıp herşeyi düşmüş yollara sonunda
zormus hayat, yokmus ne toprak ne yol ne fabrika
fakirleştirilmiş köylüler feodal bir yapıyla
toprak agaları varmıs, gezermıs elde sılahla
namusu bacak arasında arayan aptal adamlar
ben dinledim o anlattı neden geldigini istanbula
cehalete bir elbise dikmişler onlar töre adında
giy demişler giymemiş cıkarmıs atmıs Mustafa
sonra çırılçıplak bir bedenle düşmüş yollara
giy demişler üstüne kaç gömlek büyük olursa olsun
ne farkeder ki, cahiller üşümez nasılsa
geride gözü yaşlı bir sevgili bıraktı ve bir ana
cebinden bir resim cıkarıp,gösterdi umutla
dedi ki, tek hayalim var o da kazanmak cok para
sonra kavusurum yarime, yatarım koynuna
hayal etmek cok kolay ama gel gör hayat bambaşka
istanbulun trafiğinde cam siliyordu o Mustafa
hiçbir araba camından uzanmıyordu bir para
Grand cheeroke jeeplerin camında kayıp Mustafa
elinde kirli bez parçası tek kalan sermayesi
üstünde yırtılmış bir gömlek, içinde sevgisi
yarin hasretini dikmeye yetmezdi onun iğnesi
o her dikiş tutturdugunda, kanarmış elleri
yarin hasretini dikmeye yetmedi onun iğnesi
her dikiş tutturdugunda, kanardı elleri
VERSE 2
Kalmasın düş yolcusu, bu gemi kalkıyor birazdan
en büyük dogrular bile aslında dogar yalandan
ve sen bana beni anlatırken birazcık cogul kullan
çünkü bıktım inan tekillikte varolmaktan
benim ülkemde yoksullugu bir kader olarak gösterenler
parayla gerdege giren iktidarsız siyasetçiler
çarpık ilişkiler sonunda dogacak olan o bebeğe
erkek olursa yoksul, kız olursa yoksulluk demişler
güzelleştirmek için durmadan özelleştirenler
devletin hastanesine sağ gidip sol ölenler
emekli kuyrugunda bozma tursuya dönen teyzeler
jeepe binip dünya malına önem vermeyen mesihler
neden bu ülkenin üvey çocuğu Ali soyundan gelenler?
Kerbela'da katliam yaparken onca yezidler
sahip olman gereken 3 şey; Elin, dilin ve de bel
Bektaşi der ki; Sana taş atan olursa sen ona gülle gel
ne Mustafalar var ülkemde, ne Nazım ne Hikmetler
güneşi zaptedenleri darağacına layık gördüler
şimdi kör karanlığında çaresiz ülkemin
bana kirli bir geçmiş değil temiz bir yarın vaadedin
başka bir dünya yaratmak mümkün
ötekileştirmeden yaşamak bir ömrü
hayal bir öykü yazar şair kalem çırılçıplak bir şehre döndü
aşiftenin biri daha bugün biryerde namusu gömdü