VERSE 1
Saat 20:00 bir pazar akşamı
Duyduğum ilk ses annemin bana fısıldadıkları
Hoşgeldin dünyaya sevgili oğlum
Ne sancılar çektirip bana en sonunda doğdun
Sonra kapıda bir adam göründü,dediler bu baban
Öyle bir sarıldı ki bana, hiç aratmadı anam
İşsiz bir adammış doğduğum o yıl babam
Aslında bir işi varmış, ülkeyi kurtaran adam
Malumunuz yıl 85, darbe sonrası
Babamın kenan evren kadar dolu değildi kasası
Biraz dert doluydu yüzü, elinde sigarası
Kısa Samsun içerdi çünkü devrimin markası
Sonra bir eve götürdüler beni, kırık dökük ama
Öyle mutluyduk ki inan istemezdik lüks bina
Evde yaşlı bir kadın babaanne diyorlar adına
Ben hayata merhaba derken o diyordu elveda
İlk yürümeye başladığımda annem vardı yanımda
Koşmayı öğretti babam hayatın maratonunda
Kaç madalya kazandım şeref turnuvasında
Kaç insana şahit oldum yenilirken hırslarına
Her yaşlandığında babam, ben biraz büyüdüm
Her doğum günümde hayatı bir mumla söndürdüm
Ben mutluluk sobasında yanan bir kömürdüm
Köz oldum istemeden, ben aslında yazın üşürdüm
Hayat bir sigara molası kadar kısaydı aslında
Ben izmaritine kadar içtim hayatı şu genç yaşımda
Erkeklik sanırdım içmeyi sigara
Aslında müptela kadar acizmişim bir dumana
Şimdi şöyle bakıyorum da ne çok şey değişmiş
Eskiden dost dediklerim düşmanımla sevişmiş
Onlar şu dünyaya bir çocuk getirmiş
Ve adı kahpelik olsun diye yeminler edilmiş
NAKARAT
Ben bir gönül dilencisi, hayat kaldırımında
Ben bir sokak şairi, mutluluk satırlarında
Beni bulmak istediğin o eski yerde değil,
Bırakıpta gittiğin hayatın arşivlerinde ara
Ben bir gönül dilencisi, hayat kaldırımında
Ben bir sokak şairi, mutluluk satırlarında
Beni bulmak istediğin o eski yerde değil,
Bırakıpta gittiğin hayatın arşivlerinde ara
Çünkü yokum artık orda, birisi çaldı beni
Kimisi altın sanıp bozdurdu bütün değerimi
Kimisiyse maskeyle tanıttı kendini
Bense tanıdıkça onları yokettim kendimi
VERSE 2
Mutluluk denen treni oturtamadım hiç bir raya
Kaç defa yükledim huzuru bomboş vagonlara
Ben iyi bir makinist olamadım belki hayatta
Ama kaç yolcun ağırladım gönül istasyonumda
Her biri yol bitmeden, çekipte gitti
Rayların gururunuysa, trenler ezdi
Artık hiç bir yol uzun değildi eskisi gibi
Ve de hiçbir ressam çizemiyordu mutluluğun resmini
Hayatın ağacından kaç yaprak döküldü
Mutluluk denen o fidan hiç yeşermeden söküldü
Hergün içimden bir çocuk toprağa gömüldü
Hayatın radyosunda ses var ama yoktu görüntü
Benim sana bölümümden bana yokluğun kalır
Ben hangi sayıyla çarptıysam seni elde var sıfır
Hangi formül çözer beni? Hangi şık doğrudur?
Aşağıdakilerden hangisi yokluğunda yolcudur?
Benim o giden yolcu, cevabım A şıkkı
Benim bir doğrum senin üç yanlışınla şaşırdı
Bugün kalbimden bir kiracı daha taşındı
Üstelik vermeden kirayı meçhule karıştı
Bense arkasından donuk gözlerle baktım
Her aklıma geldiğinde o, gizlice ağladım
Ben yokluğunu bile kimseyle paylaşamazken
Varlığını başka bir adamla nasıl paylaşırım?
Ben yaşlanırım her yıl en az 10 yaş daha
Kim demiş hayat bir sigara molası kadar kısa?
Kandırmışlar seni, yalan konuşmuşlar sana
Hayat öyle zor bir yol ki varılmaz sona
Benim hayatım rüzgara karşı duran bir uçurtma
Kaç defa hayallerimi bıraktım bulutlara
Ben gözyaşlarımı astım senin boynuna
Her baktığında benim gülen gözlerimi hatırla!
NAKARAT
Ben bir gönül dilencisi, hayat kaldırımında
Ben bir sokak şairi, mutluluk satırlarında
Beni bulmak istediğin o eski yerde değil,
Bırakıpta gittiğin hayatın arşivlerinde ara
Ben bir gönül dilencisi, hayat kaldırımında
Ben bir sokak şairi, mutluluk satırlarında
Beni bulmak istediğin o eski yerde değil,
Bırakıpta gittiğin hayatın arşivlerinde ara
Çünkü yokum artık orda, birisi çaldı beni
Kimisi altın sanıp bozdurdu bütün değerimi
Kimisiyse maskeyle tanıttı kendini
Bense tanıdıkça onları yokettim kendimi
Özgüç Güler - Mutluluk Satırları