Doğmak sana veya ölmek yaşamaksa sanat
Bağlı gözlerle sabır noktasında hayata inat
Ölü saatler musallat şuan kalmadı takat
Kiminlesin bilmiyorum bu duygu berbat
Tutanağını tutuyorum hicran zamanın
Her şey boz bulanık bi yanım
İçimde benden gizli bi benledir savaşım
Dıştaki ben gülerken içerdedir gözyaşım
Yağmur ıslatıyo sensiz sabahın serinliğini
Siyah saçlarında parlayan yağmur kristalleri
Gözlerimde tükene dek kalacaksın ebedi
İhanetin kurutursa yaşlarımı ölüm sebebim
Gel yalnızlığım ellerimde durul
Zaruri ayrılıklar yaşadım bir nevi ölüm
Aşk gülücükleri saçsada deli gönlüm
Kan çiçekleri getirdi ölüm ve soldu son gülüm
(Nakarat)
Gel son bi ben kaldı senden geriye
Beni sana terk et yada ne biliyim bi yarın gibi gel
Sende içtim toprak çanaklardan kor güneşi
Şimdi gidişinde dökülüşüm ayıplanırmı ki
Kırık gülüşlerle geçiştiriyorum soyut geceyi
Söndürürken sigaramda tüm ezgilerimi
Ölüm ve başlangıçlar sen yoksan ne değişir
Tüket beni isyan bayraklarım iç gösterir
Piç et günlerin duvağını küfret beton yığınları
Arasında sıkıştırılmış bu sürgün hayat esir
Suçlu yürürdüm kokunu bıraktığın bu şehirde
Bahar renklerine bürünmüş aslın hani nerde
Tohumun suya yüreğimin sana hasreti hadi gel
Görkeminde bir cennet gülüşün ta derinden
Hayallerim ve sen canlı ışık kelebekleri
Yanan sigaramın dumanında görüyorum seni
Sonra bi Akdeniz sabahı aydınlık yüzün
Rüzgar ve sen kolkola kıskanıyorum güzü