iskeletler diyarında bir et parçasıyım, varımı yoktan aldım
gözlerimde kan kırmızı hüzün, hazan
fidanın boynu bükük
masumluğun sahte evreninde bir yabancı, yüzünde sahte gülücük
kim bilir?yanaklarına kondurulan sessiz öpücük,
ve geride kalan ıslak bir ölüm, yarısı büyük
tren yolunda ölümü arayan genç kızın bulamadığı huzur incisi
kimlere satıldı?
avluya bırakılan gelecekleri yarınlarım zebanilere sattı,
mıknatısla mutluluk arayışları başladı
gazeteler onu yazdı, kemikleri sızlayamadı
külleri bir avuçtu, üvey annesi diri diri yakmıştı
alay konuları, karanlık çöktüğünde ciddiye alındı
ölümün 7. katından 2 sevgili kendini attı
ufacık simgelerde saklıydı soğuk ölüm
yine de 3. gün kasabada kara gün ağardı
15 yaşında bir çocuk kayboldu tecavüz cehenneminde,
yağan bir kızdı, dağın tepesinde
teslim etti ruhunu tanrıya zoraki
cennet katında kocasız bir gelin oldu
bitkin yaşamakla birlikte bitkin ümitler geldi ardı ardına
bitkin beklentilerden ibaretti umut yarınları
soyut bir yüz aynada aksederken yüzüne,
kimsin demeye dilim varamadı…
raks edemedim yine yenildim
aksimi göremedim kör oldum
haksızım vuramadım şakağına
baksın kör gözlerime
perdelerini örtmüş, camlarını kapamış bir yer burası
havadar olması için mikrofonunu bırakman şart
vaziyet ki bir sigara sarımına bakar, ben rahat
şarkılarımsa kusar pesimist umutları, ağzını kapat
bu 4 köşeli evren parkında kazıklara çakılmış bir ben miyim?
salıncakta sallanan bir avuç ümidim
elbet düşecektir toprağa
karışacaktır karmaşa, buluşacaktır buluşlar, ulaşacaktır son suça
psikolojik baskılar insanları askıya almış,
piç etmiç, 2 paralık huzuru sikip atmış
boş bahçelerde çiçekler sulanmış, gözlerim boyanmış
yumruklarımı sıkıp, tırnaklarımı kırmışım
hırçınlaşmış bir yığın insan zımbalanmış yapraklara, gömülmüş topraklara
yollanmışlar ordusundaydılar hepsi
yok artık hiçbiri
ne bir gül ne de dikeni
yıllanmış bir resim hepsi..
raksedemedim yine yenildim
aksimi göremedim kör oldum
haksızım vuramadım şakağına
baksın kör gözlerime