Tanrım birine verilir, diğeri ne?
Daldık derine, ömrün sorunu ne?
Döndük deliye, yürürüz ölümüne.
Ruhum aynasını parçalarken onu gördüm
Baktığımda dağıldı suratım, ona sövdüm
Dostum biraz fazla yesin diye ekmeğimi böldüm
Kuş gibi süzülürken aşka, acıdı gönlüm
Derin bir hakaretle yaşıyorsan eğer
Bana merhaba de, anlatayım sana seve seve
Kendini yükseklerden atarken sular dibe
Büyüklüğünü anla döngünün, tutulduk sele
Ben kayaların üstünde sararmış yosunum
Sen keyfini kıçında büyütmüş koca bir tosun
Derdini mehtaba sürmüş büyük ulusum
Felaketlerin eşiğinde mi demiş Tanrı amaca koşun
Hadi oradan dedim, çıkın artık komadan
Havadan uçup bilemezsin at gözlüğü takarsan
Fedakar insanın hayatını sorsan ona zindan
Haklıyken haksız olamam, yalanlara susamam
Tanrım birine verilir, diğeri ne?
Daldık derine, ömrün sorunu ne?
Döndük deliye, yürürüz ölümüne.
Samimiyetle kurgulanmış sahtelik özüyle
Görüyorum onları bariz ettiği iki sözüyle
Gönül gözü açık olanın sözü de açıktır
Gerçekliği net olana diyorlar kafası kaçıktır
Gezginin gitmeden önce hayallediği yolculuk
Müzik serüveni de böyleydi ama oldu korkuluk
Kurak tarlaların içinden bizden su istenir
Bizde su ne arar, onca bitki teleftir
Sor bakalım büyük öküze yemiş mi ekinleri
Hiçbir şey bırakmamış onun hasetli midesi
Gözü hep aç olanın hep cepleri dolu mu
Onun yazdıkları edepte kahpelik onuru
Ektiğini biçer herkes, sen piçliğini ek
Yeni nesil yaş fidan, senin kıçına değnek
Sanma yanına kalır ettiğin, ektiğine ettim
Turşu bidonuna okusun yeteneksiz sevdiğin
Tanrım birine verilir, diğeri ne?
Daldık derine, ömrün sorunu ne?
Döndük deliye, yürürüz ölümüne.