Bir fahişe sabaha karşı
Çok seksiymişim, öyle diyor
Gülüyoruz yalanına
Karşılıklı, anlayışlı
Dalgakıranlardaki banklarda
Çıkardı ayakkabılarını
"Bak" dedi, "Köprü ışıkları
Siliyorlar yıldızları
Kazıyınca yaldızlarını
Altlarındaki demir paslı
Ateşe vermeli onları ama
Her yerde yangın çıkışları"
Sordum, "Niye sattın" diye "Yoksulluğunu?"
Dedi, "Elimdeki sadece oydu"
"Niye sattın vücudunu?"
"Daha mı kötü" dedi, "Satmaktan ruhumu?"
"Herkes" dedi, "Merak içinde
Ölümden sonra hayat var mı diye
Boşuna düşünürler
Sanki hayat varmış gibi ölümden önce
Sevdim seni ama bir şekilde
Hüzün var diye belki gözlerinde
Eğer sever gibi sarılırsan da
Bu vücut sana bedava"
"Aslında" derdim; "Çok gençsin daha"
"20'yim", dedi
"Ama ruhum tam 1000 yaşında
Kayalar kesti ayaklarımı
Yine de bir şeyler hissetmek güzel hala
Bu dalgakıranda
Tek başıma bu vücutla fırlatıldım bu dünyaya
Aşk da basit, pişmanlık da
Hayat hoyrat bu zamanda
Şahin kuşa, kuzgun leşe, ben değil bu dünya fahişe
Korkum; çığlık atan adam gibi tablodaki
Şakağımda ellerim
Hep kaçarken, tek kişilik bir dünyayı
Ben artık nasıl severim?"
"Anladım" dedim, "Senin kalbin birinde
Geceyle gündüz, o hep seninle"
Sarıldı, ağladı saatlerce
O yine işe gitmeden önce