Sayedar:
Zamanla kaybolan ben zamana kaydolan cümleler kurmak üzere,
Çoktan çomak sokan düzene…
Bu şarkılar üzene yani hayatı düzene,
Sor hayatı bize de halâ zorlu yolda gidene.
Bi anlayanda yok ne kavrayan!
Çok havlayan köpekler avlayandı kalbi,
Doğru eğilme doğrul,
Sevinme korku nedir bilmem, bu gelenek eskiden.
Saye kan kusan rap kafiyeler gelenek eskiten.
Yeraltında yaşayan ölü bi dünya kurdu kendine
Kağıt kalem deva oldu derdine,
Çoktan alıştım herkesin yalan dolan sözüne.
Sen yalan dolan birine belki kader güler yüzüne,
Kaybetmeden kazanmak zor, kazancı kenara koy!
Kaybettiğim koca bir ömür sayılı zaman uzunca yol,
İnan ki farketmiyor cümlelerim düşmanları rakip dahi zannetmiyor.
Zeus Kabadayı:
Zamana 'Dur” de ve biraz yalandan gülümse,
Yerde görmesinler kalk ayağa senin gücün yürekte.
Acıyı anlatamam basit cümlelerle
Çünkü; benim hayatım yitip gitti derin 'Gitmelerle!”
'Kader” deyip geçtim, doğru yolu mu seçtim?
Bilmiyorum seçip ben de kendi yolumu çizdim.
Affedince geçiyor dedi, dinledim de inanmadım,
Oysa başkalarına gidip meze olmayı seçti!
Sesini çıkarmazsan herkes ezip geçer,
Yaran varsa tuz bas elbet birgün acın diner.
Yüzüne taktığın o maskelerden arın,
Çünkü; zor durumda kalınca sen ben yanında varım.
Sesini duymayınca her taraf daraldı,
Beni ilk terkeden sen değilsin öz be öz babamdı.
Yüzümde kağıt gibi giderek sarardı…
Bütün renkler uzak artık bana gözlerim karardı!