Ezelden âdet-i Mevlâ dostuna
Sevdiği kulunu mübtelâ eyler;
Alınca abdini kerem destine
Anı bir dert ile ibtilâ eyler.
****
Sabr ile selâmet buldu erenler,
Belâların baldan tatlı görenler,
Her ne gelse Hak'tan lezzet bulanlar,
Dergâhında ânı ictibâ eyler.
****
Ne kadar Mevlâ'sı verirse derdi,
Dergâh-ı Mevlâ'ya mültecâ kendi;
Her ne verse Hüdâ kudretin kandi,
Hüdâ'dan gelene merhaba eyler.
****
Ma'şûkundan her ne gelse âşıka,
Kevser-i Cennet'tir rûh-i fâika;
Verirler hediye elbet lâyıka,
Sadr-i esrârına âşina eyler.
****
Her bir derdin elbet dermânı vardır,
Dermân ise derde dâima yârdır.
Erbâb-ı derd olan bil, bahtiyârdır;
Derd ile kurbiyet intihâ eyler.
****
Derd o dur ki, kulu bahtiyâr eder;
Derdi derman olur, veremler gider.
Derdliye Mevlâsı merhaba eder,
LUTFİ bu derd abdi zü'l-velâ eyler